SciREACT 6. Bilgi Günü’nde: Pandemideki Tecrübeler ve TÜBİTAK-TÜSEB’in AR-GE İş Birlikleri
Pandemi sürecinde edinilen bilimsel ve teknik tecrübeler ve TÜBİTAK-TÜSEB’in Ar-Ge iş birliklerinin önemi ve geleceğe yönelik stratejik yol haritaları değerlendirildi.
Türkiye ve Avrupa Birliği ortaklığında yürütülen COVID-19’a Karşı Bilimsel Yanıt (SciREACT) Projesi’nin 6. Bilgi Günü, 8 Mayıs 2025 tarihinde TÜSEB Aziz Sancar Araştırma Merkezi Konferans Salonu’nda hibrit (fiziksel ve çevrimiçi) formatta gerçekleştirildi. Pandemi sürecinde edinilen bilimsel, teknik ve yönetsel tecrübeler ile TÜBİTAK-TÜSEB’in Ar-Ge iş birliklerine dair stratejik yaklaşımlar, iş birliği modelleri ve örnek projelerin paylaşıldığı etkinlik, sektörün önde gelen uzmanları ve akademisyenlerini bir araya getirdi.
Programın açılış konuşmaları, TÜSEB Biyoteknoloji Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Duygu Özel Demiralp, TÜBİTAK MAM BYIYB Biyoteknoloji AG Lideri Lideri Doç. Dr. Hilal Yazıcı Malkoçoğlu, TÜSEB Aşı Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ateş Kara ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Vekili Doç Dr. Özgen Ercan tarafından yapıldı. Konuşmalarda, pandemi sürecinde edinilen bilimsel ve teknik tecrübeler ile TÜBİTAK-TÜSEB’in Ar-Ge iş birlikleri, geliştirdiği iş modelleri ve projelerin hem ulusal bilimsel üretime hem de sürdürülebilir bilimsel altyapının güçlendirilmesine katkısı vurgulandı.
Programın ilk oturumunda, TÜBİTAK MAM Biyoteknoloji Araştırma Grubu Lideri Doç. Dr. Hilal Yazıcı Malkoçoğlu, SciREACT projesi kapsamında yürütülen çalışmaları ve pandemi döneminde elde edilen bilimsel çıktılar ve kazanımları anlattı. Ayrıca, bu deneyimlerin gelecekteki ulusal Ar-Ge stratejilerine ve kamu-özel sektör iş birliği modellerinin geliştirilmesine katkısını katılımcılarla paylaştı.
Programın devamında, Prof. Dr. Sibel Ayşıl Özkan, pandemi döneminde geliştirilen moleküler tanı kitleri ve sensör sistemlerindeki yenilikçi yaklaşımları anlattı. Hızlı tanı, taşınabilirlik ve hassasiyet gibi parametrelerdeki bu yeniliklerin, yerli üretim kapasitesini artırma ve sensör tabanlı sistemlerin erken uyarı mekanizmalarında kullanımı açısından önemini vurguladı. Ardından TÜSEB Biyoteknoloji Enstitüsü’nden Dr. Tunç Tuncel, “Türkiye Ulusal Genom ve Biyoinformatik Projesi” başlıklı sunumunda, ulusal genom verilerinin sağlık sistemine entegrasyonu, biyoinformatik altyapının geliştirilmesi ve yapay zekâ destekli analizlerin tanı ve tedavi süreçlerine katkısı üzerine bilgi verdi.
Turkovac ve Klinik Çalışmalar” başlıklı sunumunda, TÜSEB Aşı Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ateş Kara, TURKOVAC aşısının geliştirilme sürecini, Ar-Ge’den üretime kadar olan bilimsel ve idari boyutları ile elde edilen başarıları detaylı şekilde anlattı. TÜSEB Biyoteknoloji Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Duygu Özel Demiralp ise, “DiaKit” başlıklı sunumunda, DiaKit’in geliştirilme süreci, teknolojik bileşenleri, uygulamaları ve pandemi sürecindeki yerini; tanı sürecindeki doğruluk, hız ve maliyet etkinliği açısından sunduğu avantajlarla birlikte değerlendirdi.
Öğleden sonraki oturumların ilk konuşmasını Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mert Döşkaya gerçekleştirdi. “DNA Aşısının GMP Üretimine Yönelik Ölçek Büyütme Optimizasyon Çalışmaları” başlıklı sunumunda, DNA aşılarının üretim altyapısında GMP uyumluluğu sağlamak için gerçekleştirilen optimizasyon çalışmalarıyla birlikte karşılaşılan teknik zorluklar ve çözüm önerilerini paylaştı. Prof. Dr. Mehmet İnan “COVID-19’a karşı Rekombinant Protein Temelli Aşı Geliştirme Çalışmaları” başlıklı sunumunda, rekombinant protein temelli aşıların tasarımı, geliştirme süreci, preklinik sonuçlardan elde edilen bilimsel çıktılar ve karşılaşılan teknik zorluklar hakkında katılımcılara bilgi verdi. TÜBİTAK MAM Biyoteknoloji Araştırma Grubu’ndan Dr. Müge Serhatlı ise “COVID-19 Sürecinde Biyofarmasötik Tekniklerin Gelişimi ve Kullanımı” başlıklı sunumunda, pandemide hız kazanan biyofarmasötik tekniklerin gelişimi ve uygulama alanlarını anlatarak, bu süreçlerin gelecekteki krizlere hazırlık kapasitesini nasıl artırdığını ortaya koydu.
Programın kapanış oturumunda, TÜSEB Teknoloji Transfer Ofisi’nden Doç. Dr. Zeliha Özdemir Köken, “COVID-19 Pandemi Sürecinde Teknoloji Transfer Ofislerinin Faaliyetlerindeki Değişim ve Gelişim” başlıklı sunumunda, pandemi döneminde teknoloji transfer ofislerinin değişen rolü ve bu süreçteki gelişimini ele aldı. Etkinlikteki konuşmaların ardından yapılan değerlendirme oturumunda, katılımcılar COVID-19 pandemisi süresince edinilen bilimsel ve teknolojik tecrübeleri ele alarak, yerli tanı kitleri ve aşı projelerinin yanı sıra biyofarmasötik tekniklerin gelişimi ve kullanımı ile teknoloji transfer ofislerinin faaliyetlerindeki değişim ve dönüşüm üzerine görüş alışverişinde bulundular. TÜBİTAK ve TÜSEB’in öncülüğünde geliştirilen Ar-Ge iş birliklerinin, kriz dönemlerinde hızlı çözüm üretme, ulusal kapasite oluşturma ve sürdürülebilir bilimsel altyapı inşa etme süreçlerindeki rolü vurgulandı. Katılımcılar, pandemi döneminden elde edilen kazanımların, gelecekteki sağlık tehditlerine karşı daha hazırlıklı ve dayanıklı bir araştırma ekosistemi kurulmasına katkı sağladığı konusunda ortak bir perspektif geliştirdiler.